Sen hiç Kolombiya açıklarında balina gördün mü?

navigaTRkolom1Peki, sen hiç sadece ay ışığı altında rüzgâr uğultusuna Pink Floyd melodilerini ekleyip dev dalgalarla yelken yaptın mı?

Aslında sen hiç, mutluluğun resmini yapmana gerek olmadığını çünkü zaten resmin içinde olduğunu düşündün mü?

 

3
Antigua & Barbuda

Evet dunyanin diger tarafindayim. Buradan bakinca da siz dunyanin diger tarafindasiniz. Uzakligin, zaman algisinin hatta mevsimin gorece oldugunu dunyanin bir tarafindan diger tarafina zipladikca, okyanuslari gecip uzerinde seyir ettigin dalgalar buyudukce anliyorsun. Dunya aslinda oturdugun yerden gorundugunden cok daha buyuk ama ayni zamanda oturdugun yerden hissettigin ve gozunde buyuttugun tum uzakliklarsa cok daha yakin.

Panama kanalina yelkenle 15 saat mesafede, Ispanyolcanin hakim oldugu Bocas del Toro`dayiz. Biraz alisveris biraz fis icin buradayiz esasen. Planimiz Panama`nin bu garip sayfiye yeri ve devamli tropik yagmurlar altindaki gri denizinde kalmak degil, bir cennet gibi olan San Blas adalarina dogru yelken acmak.

Antigua Marina
Antigua Marina

Yola Karayip adalarinin baslicalarindan biri olan Antigua Barbuda adasindan ciktik. Tekneye katilmak uzre Antigua`nin kucuk tefek havaalaninda ucaktan indigimde Milano ve ardindan New York`taki kis mevsiminden aniden sicak ve nemli yaz mevsimine gecince insan gercekten saskinlik yasiyor. Kisliklari Milano`da, uzerime en son giydigim palto ve cizmeleri de New York`ta birakip yeniden flip flop`lara gecis yapmak guzel bir duyguydu.

Dünyanın bu tarafı standart kelimelerle tanımlanamayacak kadar farklı beldelerden oluşuyor. Her şey farklı. Denizden çıkan balık, yediğiniz meyve, sizi aniden yakalayıp sonra aniden bırakan tropik yağmur, hindistan cevizi sütüyle pişen yemekler,palmiyeler ve okyanus. Yerel karayip insaninin biraz da uyusturucu ile hasir nesir olan fakirligi, marinadan yuz metre bile ayrildiginizda yalniz yurumemenizi gerektiren bir guvenlik sorunu yaratiyor. Gun isiginda her sey normal, ama gece dikkat etmek lazim.

navigaTRkolom4Antigua Marina, her yil duzenlenen Antigua yacht show nedeniyle normalde oldugundan daha kalabalik ve neseliydi. Benimse neselenmeye ayiracak fazla vaktim yoktu ve kesintisiz 5 gun surecek olan Karayip denizi yolculugumuz icin alisverisler yapmak zorundaydim. Antigua ve diger daha da kucuk Karayip adalarinda Akdeniz`deki gibi canin ne isterse satin alabilecegin dev marketler yok. Urun bollugu da yok. Antigua`da bir adet dev market var, oradan alabilecegin herseyi aldin aldin, aksi halde sokakta bes avokado uc muz satan yerel halktan alisveris etmekten baska sansin yok. Ozellikle Chef olarak daha ozellikli ve kaliteli urun ihtiyacini Amerika ya da Panama`dan siparis edip ucakla bulundugun yere tedarikini saglaman gerekiyor. Chef olmanin Karayiplerdeki en buyuk zorlugu bu. Buyuk motoryatlarin depolama alanlari salon salomanje oldugundan, onlar henuz Atlantik okyanusunu gecmeden once Avrupa`dan ya da Karayip sezonuna baslamadan once Florida Fort Lauderdale`den depolarini doldurup oyle yola cikiyorlar. Yelkenlide ise 40 metre bir superyat da olsa depolama kapasitesi maksimum 2 haftalik bir kesintisiz seyre izin veriyor. Benim buna buldugum cozumler arasinda marinalarda komsu motoryatlardan urun satin almak var. Yani bildigin bizim elinde fincanla karsi komsuya gidip `seker bitmis de evde, biraz seker alabilir miyim` geleneginin para karsiligi balik, et, vb zor tedarik edilen urunlerinden almak.

Bocas Del Toro-Red Frog Resort
Bocas Del Toro-Red Frog Resort

Antigua`dan belli basli alisverisimi tamamladiktan sonra Bocas del Toro`ya uzanan bes gunluk acik deniz yolculugumuza ciktik. Yazilarimi takip ediyorsaniz eger, gecen yaz Akdenizi bastan asagi, ileri geri, saga sola dolanmak cok havaliymis gibi gelirken, bu sulara geldim geleli Akdeniz`de gecirdigim cogu zaman icin “aman ne sıkıcıymış!” diyebilirim.

Okyanusa acik sularda seyretmek baska bir seymis. Gercekten dev dalgalar arasinda danseden bir yelkenliyle suya ine cika bu ihtisami izlemek bambaska bir zevkmis. Yunuslarla yarisa alismistik ama, suyun uzerinde Balinayi farkettigimde icimden yukselen heyecanin neredeyse dalgalarin buyuklugune eristigine sahit olmak daha da baska bir seymis.

Bocas Del Toro – Panama
Bocas Del Toro – Panama

Aralik ayinda olmamiza ragmen guvertede gunes altinda bikiniyle tekneyi kullanmak, Akdeniz`de yaz aylarinda dahi acik denizde ince montlar giymenize neden olan serin esintinin, okyanusta olmamiza ragmen yerini nemli ve sicak bir havaya biraktigina sahit olmak, cabucak gelip sizi delik desik eden siddetli sicak yagmurun denizden uzerinize uzerinize geldigini gormek, yelkenci montlarini ve tulumlarini giyip guverteye ciksaniz da sucuk gibi islanip on bes dakika sonra hic bir sey olmamis gibi bikiniyle bu tropik seyre devam etmek, bunlarin hepsi dunyanin bu tarafinin daha once hic sahit olmadigim ilginc zevkleriymis.

Bocas del Toro ise Atlantik Okyanusu’nu Pasifik Okyanusu’na bağlayan meşhur Panama Kanalı’ndan öte pek bir bilgiye sahip olmadığımız Panama şehrinin, turistik broşürlerinde adı geçen sayfiye yeri diyelim. Bolge, yerel halkin cilginlar gibi kullandigi ahsap teknelerle yapilan deniz taksi ulasimiyla birbirine baglanan adalardan ibaret. Genelde siyah ırk ya da upuzun simsiyah saçlı, kısa boylu esmer ispanyol kadınları ile koskoca bir fakirlik hakim adalara. Burada şaşalı lux binalar ve şıkır şıkır aydınlatmalı elegant bar ve restoranlar göremezsiniz. Zenginlik bir yerlerde var ama o ancak Karayiplerde de olduğu gibi, adalara gizlenmiş malikaneler, şahsa ait adalar ya da denizin üzerindeki milyon dolarlık teknelerde hükmünü sürüyor. Bunun dışında görebileceğiniz yerel hayat, fakirliklerini rengarenk boyalı evlerle gizleyen ya da uyuşturucu satıcılığının hüküm sürdüğü kucuk ve sefil barlardan ibaret.

Yerel balik tedarikcilerini ararken girdigim arka sokaklar, izbe ve pis evler, evlerin arka taraflarinda kucuk bir alani dukkan haline getirmis tedarikciler, gozumdeki fakirlik resmini tamamliyordu. Mahi Mahi baligi, Istakoz kuyruklari, ahtapot, kalamar ve buyuklugune gore ismi degisen karides cesitleri ile yellowfin ton baligi, bulabildigim kaliteli yerel urunlerdi. Ne de olsa okyanustayiz.

Alisverisler,Venezuela ve Kolombiya aciklarinda gordugum balina ve dev dalgalarla seyir halindeyken haci yatmaz gibi sallana savrula zor yemekleri basariyla pisirmeye alismak, bu yolculuktan edindigim tecrubelerdi. Bocas del Toro`nun adalarindan birindeki Red Frog Resort`un okyanus kiyisina masalari olan muthis restoraninda Creole mutfaginin hindistan cevizi sutu icinde pismis istakozu ve karayip stili pirincinden olusan yemeklerini tadip bir gece yarisi okyanus kiyisinda yurumek de hatiralarima kattigim zevlerden biriydi…

ISTAKOZ

navigaTRkolom7Bu kez adim adim bir yemek tarifi vermeyip biraz Istakozdan bahsedecegim. Turk sularinda bulunsa da lux yiyecek maddesi sinifina girecek kadar pahali olan bu deniz canlisi dunyanin diger bir cok ulkesinde sofraya rahatca koyabileceginiz rakamlarda satiliyor, her markette bulunabiliyor, hic olmazsa butun bir istakoz fiyatindan cok daha hesapli olarak dondurulmus olarak sadece kuyrugu satiliyor. Butun eti de kuyrugunda zaten. Elbette bir chef olarak tercihim canli butun bir istakozu alip pisirmek ancak yanastigim kiyilar bazen oyle ilginc oluyor ki, ya sut bulamayip canli istakoz buldugum da oluyor, canlisini bulamayip dondurulmus kuyruklar buldugum da oluyor. Yalniz kuyruk deyip gecmeyin, bocek ayni bocek. Yani kalitesinde bir sorun yok.

Dunyada satin alabileceginiz iki tur istakozdan soz edebiliriz. Avrupa`da genelde bizim gorduklerimiz sicak su istakozudur. Ancak makbul olani soguk su istakozudur. Soguk su istakozu, sicak su istakozuna gore cok daha sıkı ve guzel bir ete sahiptir. Elbette ki biraz daha pahalidir.

NASIL PISIRILIR?

Canlisinin islemi malum. Google`lasaniz nasil pisirileceginiz her yerde gorursunuz. Ya icine tuz ve otlar attiginiz bir suda agirligina gore 6-12 dakika arasi haslayacaksiniz. Ya da canliyken tam beyninden baslayip bicakla tamamen ortadan ikiye kesip icine tereyagi ya da dogranmis karides, yengec eti ve otlarla pisirdiginiz ic malzemesi doldurup direkt izgara yapacaksiniz.

Dondurulmus kuyruklarin ise ilk islemi mutlaka 24 saat onceden +4 derece normal buzdolabinda cozdurulmesi. O kadar vaktiniz yoksa agzi kapali bir poset icinde suda bekletilerek cozdurulmesi. Tamamen cozulmeden pisirirseniz kayis gibi bir et yersiniz.

Creole mutfagi dedigimiz mutfak, basitce yuzyillardan beri gelen Avrupa mutfagi tekniklerinin Guney Amerika ve Karayip adalarindaki urunlerle donusturulmesi diyebiliriz. Cajun mutfagi ile de benzerlik icindedir. Bu mantiga gore Karayip adalarinda bolca kori, kori macunu ve hindistan cevizi sutu kullanilan yemeklere rastlamaniz mumkundur. Bize oldukca yabanci kacsa da dunyanin bu tarafina ozgu mutfagin biraz bilinmesi gerektigini dusunuyorum. Teknikleri uzun uzun yazmaya sayfa yetmez o yuzden bunlar size ipucu olsun, gerisini siz arastirin.

Mesela Creole mutfagina ozgu hindistan cevizi sutlu kori istakoz pisirmek isterseniz, hazir (curry paste) kori macunu alabilir ya da kendiniz evde yapabilirsiniz. Ana malzemesi kori baharati olan receteleri internette mevcut.

Istakoz kuyrugunu haslayip buzlu suda soguttuktan sonra o guzelim etini sert kabugundan ayirip dilim dilim dograyarak ayri bir tavada yeniden pisirmeli, ayri bir sos tenceresinde pisirip karisim haline getirdiginiz kori macunu ve hindistan cevizi sutunu son asamada ekleyerek bir kac dk daha pisirip, isterseniz icine domates de katip, Creole ya da Thai stili bir pirinc ya da sote sebzeler ile servis edebilirsiniz.

Afiyet şeker…